Ayşe Acar, teoloji, felsefe ve tarih alanında araştırmalar yürüten bir yazar. İnanç grupları üzerine çok sayıda belgesel ve arşiv çalışması bulunmakta. İlk bakışta bir bilim kurgu yazarı için farklı uzmanlık alanları olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak “Bay Binet” bunun aksini söylüyor.
Birgün bu hayatı yapay zekalar ve robotlarla paylaşıyor olsak neler olurdu? Bu soru üzerine çokça bilim kurgu kitabı bulabiliriz şüphesiz. Ancak bu kitap, şu anki dünyamızdan, inançlarımızdan da izler taşıyor. Bu sayede robotlarla yaşamanın aslında hiç de uzak bir gelecek olmadığını hissettiriyor.Mesela, karakterlerden biri robotlarla yaşamanın tanrı ve ahiret inancını sorgulattığını düşünüyor.
İçinde Afganistan’ı ve İstanbul’u bulabileceğiniz, bununla yanında radikal din gruplarını, Taliban’ı da barındıran bir bilim kurgu kitabı. İlginç değil mi? Bence harika bir bilim kurgu örgüsü var. Mutlaka okumalısınız!
BAŞKANLIK YÜRÜTME OFİSİ WASHINGTON, 20502 20 Aralık 2016
Yapay zeka teknolojisi ve bağlantılı diğer alanlardaki gelişmeler, sağlık, eğitim, enerji, ekonomi, sosyal refah ve çevre gibi kritik alanlardaki ilerlemeler için yeni bir pazar ve fırsat yarattı. Son yıllarda makineler, görüntü tanıma gibi zekayla ilgili belirli görevlerin yerine getirilmesinde insanları geçti. Uzmanlar, uzmanlaşmış yapay zeka alanındaki hızlı ilerlemenin devam edeceğini öngörüyor. Makinelerin gelecek 20 yıl içinde, insanlara kıyasla geniş kapsamlı-uygulanabilir zeka sergilemesi muhtemel olmamasına rağmen, bunların gittikçe artan görevlerde insan performansına ulaşmaya devam edeceği ve bunu aşacağı beklenmelidir.
Yapay zeka-kontrollü otomasyon, gelecek yıllarda, servet oluşturmaya ve Amerikan ekonomisini genişletmeye devam edecek, ancak, pek çok fayda sağlayacak olmakla beraber, bu büyüme maliyetsiz olmayacak ve işçilerin ekonomide başarılı olması için gereken becerilerdeki değişiklik ile ekonomideki yapısal değişiklik de buna eşlik edecek. Bu değişiklikler karşısında dezavantajlı olan Amerikalılara yardım etmek ve yapay zekanın, otomasyonun sağladığı büyük faydanın herkes tarafından geliştirilmesini ve kullanılmasını sağlamak için girişken politika eylemlerine ihtiyaç duyulacaktır.
İdare ‘nin Ekim 2016’da yayınladığı Yapay Zekanın Geleceğine Hazırlanmak adlı raporunu takiben, bu rapor daha çok yapay zekanın- kontrollü otomasyonun Amerika iş piyasasındaki ve ekonomideki etkilerini inceliyor, ayrıca önerilen politika karşılıklarının ana hatlarını çiziyor.
Bu rapor, Ekonomik Danışma Konseyi, Ulusal Politika Konseyi, Ulusal Ekonomik Konsey, Yönetim ve Bütçe Ofisi ve Bilim ve Teknoloji Politikası Ofisi personeli de dahil olmak üzere Başkan ‘ın Yürütme Ofisi ‘nden bir ekip tarafından hazırlanmıştır.Burada bulunan analiz ve öneriler, 2016 yılının Mayıs ayında ilan edilen Yapay Zeka Girişiminin Geleceği çalışması boyunca öğrenilen bilgileri, ayrıca Federal Hükümet koordinasyon çabaları ile Yapay Zeka ve ilgili politika konularını, çapraz sektör ve kamuya açıklığı içermektedir.
Bu raporun ötesinde, Yapay Zekanın politika etkilerini geniş ölçüde araştırmak için, daha fazla çalışma gerekliliği buluyor.En dikkat çekeni ise, Yapay Zeka siber savunmada önemli bir fırsat yaratıyor ve hileli işlemleri ve mesajları tespit için sistemler geliştirebiliyor.
Jason Furman – Başkan, Ekonomik Danışma Konseyi
John P. Holdren– Direktör, Bilim ve Teknoloji Politikaları Ofisi
Robotların Hukuku; Suçlar, Sözleşmeler ve Haksız fiiler
Türü: Hukuk / Araştırma
Yazar: Ugo Pagallo
Yayım tarihi:6 mayıs 2013
Yayımevi: Springer Science & Business Media
Ugo Pagallo, 2000 yılından bu yana Torino Üniversitesi’nde görev yapmaktadır. Yazarın sayısız makalesi olmakla birlikte asıl ilgilendiği alan robotik, bilgi teknolojileri ,yapay zeka ve hukuktur. Halen Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen Araştırma ve Teknoloji Geliştirme amaçlı Yedinci Çerçeve Programının CAPER projesinde Etik Komisyonu üyesidir.
2013 yılında yayımladığı Robotların Hukuku kitabı bu alandaki tartışmalı konulara ışık tutuyor. Hukukun teknoloji ve felsefe karşısındaki durumunu inceliyor, haksız fiil ve suç işlenmesi halinde karşılaşılacak problemler hakkında değerlendirmelerde bulunuyor.
Robot hukukuna ilişkin özellikle sözleşmeler ve sorumluluk ile ilgili okunması gereken bir kitap. Ancak biraz pahalı:)
İsveç doğumlu Nick Bostrom, Oxford Üniversitesi’nde görev yapan bir felsefecidir. Yine Oxford Üniversitesi bünyesinde İnsanlığın Geleceği Enstitüsü ve Geleceğin Teknolojilerinin Etkileri Programı’nı kurmuştur.
Yazarın yayımladığı birçok eseri olmakla beraber, kendisi transhumanizme olan katkısıyla bilinmektedir. 2003 yılında ortaya attığı “Simülasyon Argümanı” ile birlikte dikkatleri üzerine çekmiştir.
Bostrom, bir röportajında ” Elinde bombayla oynayan küçük çocuklara benziyoruz” der. Bu konuda haklı olabilir. Çünkü yapay zeka birgün varlığını ve kullanım amacını sorgulamaya başlarsa, yanlış kararlar alması onu kontrolden çıkarabilir.
2014’te yazdığı Superintelligence’ta bu çıkış noktasından hareket ediyor ve karar alabilen bir yapay zekanın ayrıca etik değerlere de sahip olması gerektiğini vurguluyor.
Yapay zeka ve etik konusuyla ilgili okunabilecek keyifli bir kitap.
18 Temmuz 2013
Endüstriyel Makine Bölümü, İmalat Sanayi Bürosu,
Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı
1. Endüstri Robotları Piyasası
Endüstriyel robotların küresel piyasası son beş yıldır finansal olarak %60 civarında büyüdü.Japon girişimcilerinin payının %50.2 olduğu 2011 yılındaki piyasa büyüklüğü, 8.497 milyon dolardı( 662.8 milyon yen).Japon girişimcilerin payının %57.3 olduğu geniş anlamda paketleme robotlarını da içeren küresel piyasa, 13.369 milyon dolardı(1.0428 trilyon yen).
Robot sayısı açısında, son beş yılda Japon piyasasında %25 civarında azalma olmasına rağmen, 2011 yılı itibariyle Japonya, dünya genelinde en büyük pazar konumunu korumaktadır.
Son beş yılda Çin piyasası dört kat büyüdü, büyüme Japon piyasasındaki robot sayıları açısında yakın bir hacme ulaşıyor.
2. Endüstriyel Robotların İthalat ve İhracatı
Endüstriyel robotların küresel marketteki genişlemesinden dolayı, endüstriyel robotların Japonya’dan ihracatı, son beş yılda yaklaşık %80 arttı.
Çin piyasasındaki büyüme ile, Almanya ve Güney Kore’nin son beş yılda Çin’e olan ihracatı on kat büyüdü ve Çin piyasasında beklenen ateşli rekabetle, Japonya ihracatını dört katına çıkardı.
Referans 1 – 2006 ila 2011 arası belli başlı ülkelerin Pazar Hacmi ve İhracat Performansı (30 milyon doların üstü)
3.Endüstriyel Robotların dünyadaki kullanımı
On yıl önce,Japonya’da operasyon halindeki endüstriyel robotların sayısı, dünya genelindekilerin %48 idi, ama oran yaklaşık %27 düştü. Robotların sayısı açısından, Japonya yaklaşık 54.000(%15) azalma gösterdi. Başka bir deyişle, Güney Kore, Çin ve Almanya’nın yüzdesi %5.5ten(41.000 robot) 10.8’e(124.000), %0.2’den(2.000) %6.4’e(74.000) ve %13.1’den (99.000) %13.6(157.000)e yükseldi.
Güney Kore, Çin ve Almanya 126’dan 347’e , 1’den 21’e ve 172’den 261’e yükselirken, Japonya’da son on yılda imalat sanayiinde çalışan her 10.000 işçiye karşılık gelen, endüstri robotlarının sayısı sabit kaldı, yaklaşık 340.
Referans 2: Belirli ülke ve bölgelerdeki operasyondaki Endüstriyel Robotlar
Referans 3: Belirli ülke ve bölgelerdeki her 10,000 işçi başına Endüstriyel Robot Sayısı
4. Dünya genelinde Endüstriyel Robotlara Talepler
Endüstriyel robotlar ile ilgili taleplere gelince, metal ve makine endüstrisi ve plastik-kimya endüstrisini takip eden, otomobil endüstrisi ve elektrik- elektronik endüstrisi söz konusu büyüklüğü açıklıyor.
Büyük ülke ve bölgelerin 2011’deki satış sayılarına bakarsak, Japonya (%12.2), Almanya ve Amerika’dan sonra dördüncü sıradayken,Çin otomobil endüstrisinde birinci sırayı alıyor(%18.8). Elektrik- elektronik endüstrisine bakarsak, Güney Kore ilk sırada yer alarak Japonya’yı geride bırakıyor, iki ülkenin ortak payı ise dünya satışının %67.1’ine ulaştı.Metal ve makine endüstrisine bakarsak, Çin ilk sıraya erişti.(%17.8)
Referans 4: Belirli ülke ve bölgelerdeki Üretim Endüstrisinin satış rakamları ve oranları (2011)
5. Çin piyasasında Endüstriyel Robotlarla ilgili eğilimler
2001’den bu yana Çin piyasasındaki endüstriyel robotlar, yıllık %41 oranında artış gösterdi, son on yılda 32 kat genişleme ile sonuçlandı. Otomobil endüstrisindeki endüstriyel robotlarla, dünyadaki en büyük piyasa oldu. Elektrik- elektronik endüsrtisi de aynı şekilde, endüsrtiyel robotların kullanımının artacağı umuluyor; bu da işçilik maliyetinin arttığı gösteriyor.
Çin’nin endüstriyel robotlar ithal ettiği ülkelere bakarsak, Japonya ezici bir üstünlükle ilk sırada yer alıyor ( &70.6) ve hala yükselme eğiliminde. Çin’den ihracat hala düşük olsa da, 2011’deki robot ihracatının sayısı %132 artmasından dolayı, gelecek faaliyetlerin yakından takip edilmesi gerekir.
Japonya’daki endüstriyel robot ve elektronik paketleme robotu üreticileri için Çin piyasasının önemi her yıl artıyor. Son dört yılda, Çin’in ihracat ortalaması ile Japonya’nın toplam ihracatı %8.5’ten %20.5’e artmış oldu.
Referans 5: Çin içerisindeki yerli Endüstriyel Robotların satış miktarları Senelik bazda Çin içi yerli robot sarış rakamları (Sayı: robot)
Raporun tamamına Japonca ve İngilizce olarak şu linklerden erişebilirsiniz:
Türkiye’de robotik ve hukuk konusu ile ilgili Türkçe kaynak ne yazık ki çok sınırlı. Yakın zamanda yayımlanan bu kitap konuya dair genel birçok bilgi içermekte. Söz konusu kavramsal tartışmalar, Avrupa Birliği raporları, robotların hukuki statüsü ve benzer diğer birçok bilgiyi bulabilirsiniz.
Önsözde yazarın güzel bir tespiti mevcut.”Geleceğe dair tahminlerin hangisi ne derece doğru çıkar kestirmek mümkün değil belki ama teknolojinin hayatlarımızı öngöremediğimiz bir biçimde değiştirdiğini inkar edemeyiz.Bundan belki bir yirmi yıl sonra şu an varlığından bile haberdar olmadığımız sorunların çözümlerini konuşuyor olacağız büyük ihtimalle.”
Bunula birlikte konuya genel bir bakış içermesinden dolayı, içerik ancak yüzeysel bazı konuları aydınlatıyor. Ama konuya ilgi duyanların birçok çıkış noktası yakalayabileceği iyi bir kaynakça kısmına sahip.
Rusya doğumlu Amerikan yazar Isaac Asimov, özellikle bilim kurgu eserleri ile tanınmıştır. Türkçe’ye de çevrilmiş birçok eseri olan, “robot” denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olmuştur. Konu ile ilgili araştırmalara başladığınızda, hemen hemen her eserde ünlü “üç robot yasası”na atıf yapıldığını görebileceğinizi söyleyebilirim. Asimov daha sonra, diğerlerinden önce gelen dördüncü ya da sıfırıncı yasayı eklemiştir. Bu yasalar:
0- Bir robot insanlığa zarar veremez veya hareketsiz kalarak insanlığın zarar görmesine izin veremez.
1- Bir robot, 0. kuralla çelişmediği sürece, hiçbir şekilde insanoğluna zarar veremez veya pasif kalmak suretiyle zarar görmesine izin veremez.
2- Bir robot, 0. ve 1. kurallarla çelişmediği sürece, kendisine insanlar tarafından verilen komutlara itaat etmek zorundadır.
3- Bir robot, 0., 1. ve 2. kurallarla çelişmediği sürece, kendi varlığını korumak zorundadır.
(Asimov, Isaac (1950). I, Robot.)
Aslında Asimov ile ilgili söylenecek çok söz var, bize robotik konusunda kazandırdığı bakış açısı onun büyük bir usta olduğunu gösteriyor.İngilizce “I, Robot” olarak yayımlanan, Türkçe’ye “Ben Robot” olarak çevrilen, içinde bilim kurgu hikayeleri barındıran akıcı, sürükleyici bir eser. İnsanlar ve robotlar arasındaki ilişkiye bakış açınızda değişiklik yapabilecek bir yapıt.
Robotiğe ilgi duyan herkesin okumasını tavsiye ettiğim bir kitap.